“ İnanıyoruz ki Oğul (İsa Mesih) doğurulmamış değildir, kesinlikle doğurulmamış olan Allah’ın bir parçası değildir. Ayni zamanda Allah'tan daha aşağı bir özlem, yani maddeden ile yapılmış; değildir. 0, Baba Allah 'in iradesi ve amacıyla zamandan önce bütün anlamıyla Allah, değişmeyen biricik Oğul olarak mevcuttu. Oğul doğurulmadan, yaratılmadan önce yoktu; çünkü doğurulmamış değildi. Baskı çekmemizin nedeni 'Oğul 'un başlangıcı vardı, ama Allah’ın başlangıcı yoktur' dememizdir. Bunu da, O'nun ne Allah'ın ne de aşağı bir varlığın bir parçası olmadığından söylüyoruz”
Bu mektuptan anlaşılır ki, Aryus'a göre İsa Mesih ne tam anlamıyla Allah, ne de sadece bir insandır: Allah’ın özünden gelen ilk ve en yüce yaratığıdır. Bazı eserlerde ileri sürüldüğü gibi Aryus hiçbir zaman "İsa Allah’ın Oğlu değildir, kuludur ayni zamanda da resulüdür. Sizin, bizim gibi bir insandır, bunun haricinde hiçbir şey değildir” demedi. Böyle yanlış ifadeler, tarihsel kayıtlara değil, kişisel din önyargılarına dayanmaktadır. Sonunda Aleksander M.S. 321yilinda İskenderiye’de bir kurul toplatıp Aryus'u ihtiyar görevinden çıkarttı. Aryus ise doğuda birçok Mesih İnanlısı önderleri tarafından destekleniyordu. Böylece çekişme çabucak Mısır sınırlarının dışına yayıldı, doğudaki Mesih İnanlıları topluluğu da ikiye bölüneceğe benziyordu. Bu tehlikeyi önlemek için Konstantin, hem Aleksander'e hem de Aryus'a mektup gönderip aralarında aracılık etmeyi önerdi. Bu çabalar başarısız kalınca, Konstantin bütün. Mesih İnanlıları topluluklarını temsil eden bir genel konsey toplattı. Konstantin’in amacı, Mesih İnanlıları topluluklarında mümkün olduğu kadar geniş ölçüde bir doktrin birliği sağlamaktı. Konstantin'in en büyük kaygısı imparatorluğunun istikrarı idi. Konseyin sonunda hangi dinsel görüşlerin benimseneceği ile pek ilgilenmiyordu. Konstantin için asil önemli olan, ne olursa olsun Mesih İnanlıları önderlerinden oy birliğini sağlamaktı. İznik konseyini tarihte çok önemli bir olay haline getiren iki husus vardı: konsey temsilcilerinin dünyanın her yerinden gelmesi ve kilisenin (Mesih İnanlıları topluluğunun) devlet ile olan yeni ilişkisi. İznik Konseyi ile ilgili tek güvenilir bilgilerimiz, o zamanda veya az sonra yazılmış olan tarihsel belgelerde bulunmaktadır. Bu belgeler konsey başkanı olan Antakyalı Evstatyus'un bir eseri; (2) Atanas'in "İznik Konseyinin Kararları" adli eseri (M.S. 350-354 yıllarında yazılmıştır) ve 369 yılında Kuzey Afrikalı gözetmenlere yazdığı bir mektup; (3) Sezariyeli Evsebyus'un 325 yılında yazdığı bir mektuptan oluşmaktadır. İznik Konseyi ile ilgili aşağıda verilen bilgilerin hepsi bu üç yazarın eserlerine dayanmaktadır Konstantin'in kendisinin de katıldığı konsey M.S. 325 yılında 20 Mayıs’ta İznik’te toplandı. Temsilcileri dünyanın her yerinden çağrılan ilk kilise konseyi buydu. Bazıları İspanya ve Iran gibi çok uzak yerlerden gelen üç yüz küsur Mesih İnanlısı önderi bir araya toplandı. Onların birçoğu Konstantin'den önceki imparatorların zamanında korkunç işkenceler görmüş olan iman kahramanlarıydı. İsa Mesih'e olan inançları için bazıları bağlanıp kör edilmiş, başkaları kolsuz bacaksız kalmışlardı. Onların tek suçu imparatorun putuna tapmayıp yalnız Allah'a tapınmak istemeleri idi. Hiç kimse sanmasın ki, İznik Konseyinde toplananlar bir sürü açgözlü vicdansız papazlardı; aksine, bunların büyük çoğunluğu gerçek Allah adamlarıydı. Konseyde Aryus'a karşı koyan en yetenekli konuşmacı genç ilahiyatçı Atanas'ti. Filistin'deki Sezariye gözetmeni (episkoposu) ünlü kilise tarihçisi Evsebyus orta bir görüşe sahipti. Evsebyus, Sezariye'de bulunan kendi topluluğunda yeni imanlıların vaftizinde kullanılan şu amentüyü (inançlar listesini) ileri sürdü:
"Her şeye gücü yeten, görülen ve görülme-yen bütün şeylerin Yaratanı olan bir tek Baba Allah 'a inanıyoruz: Bir tek Rab İsa Mesih'e de inanıyoruz; Allah’ın Kelamı (Sözü), Allah’tan Allah, Nurdan Nur, Hayattan Hayat, biricik Oğul, tüm yaratılan şeylerin ilk Doğanı, bütün devirlerden ünce Baba Allah'tan doğan, Kendi aracılığıyla her şey yapılmış, kurtuluşumuz için insan bedeni alıp insanlar arasında yaşamış, sıkıntı çekmiş, biz insanlar için ve kurtuluşumuz için gökten inmiş, insan bedeni almış ve insanlar arasında yaymış, sıkıntı çekmiş ve üçüncü günde ölümden dirilmiş, Babanın yanına yükselmiş, dirilerle ölüleri yargılamaya gelecek olan O'dur; Ve Kutsal Ruh'a da inanıyoruz:.
Buna karşılık 'Rab İsa’nın mevcut olmadığı bir devre vardı, '0 doğurulmadan önce yok tu', 'hiç yoktan meydana geldi', 'Allah' tan başka bir maddeden veya özden yaratıldı, 'değişebilir' veya 'başka bir hale gelebilir' diye ileri sürenlere gelince, kutsal, evrensel ve havarilerin yolunda olan Mesih İnanlıları topluluğu onları lanetlemektedir” İznik Konseyinde bulunan 300 küsur Mesih İnanlıları önderinden yalnız Aryus ile iki yanlısı Teonas ve Sekundus yukarıdaki amentünün altını imzalamak istemediler. Bunlar sürgün edildi. Bu amentünün hiç kimseye kaba kuvvetle kabul ettirilmediğini önemle belirtmek gerekir. İznik Konseyinden önce birçok amentüler yazılmıştı ama, hepsi sadece bir iki Mesih İnanlıları topluluğunda kullanılıyordu. İznik amentüsü ise, dünyanın her yerinden bir araya gelen Mesih İnanlıları önderleri tarafından dinsel inançların doğruluğunu denemek için hazırlanan ilk belge idi; böylece bu belge, bütün inanlılar için geçerli olduğu iddia edilen ilk amentü sayılır. Yine de İznik Konseyinden sonra bile her yerel Mesih İnanlıları topluluğu (kilise) kendi amentüsünü türetmekte serbestti. Ta havarilerin yaşadığı l. yüzyıldan beri Mesih İnanlıları topluluklarında böyle amentüler kullanılmıştı. örneğin, M.S. ikinci yüzyılda Roma'daki topluluğun amentüsü şuydu:
"Her şeye gücü yeten Baba'ya; Kutsal Ruh 'tan ve bakire Meryem 'den doğmuş, Pontiyus Pilatus'un emriyle çarmıha gerilmiş ve gömülmüş, üçüncü gün de ölümden dirilmiş, göğe yükselmiş, Baba'nın sağında oturmakta ve oradan dirilerle ölüleri yargılamaya gelecek olan tek Oğlu Rabbimiz İsa Mesih'e; Ve Kutsal Ruh 'a, kutsal topluluğu (kiliseye), günahların bağışlanmasına ve bedenin dirilişine inanıyoruz " Yeni Ahit'te (İncil de) bile bazı amentüler vardır, örneğin, l. Korintilere 15:3-8: "Kutsal Yazılar uyarınca Mesih, günahlarımıza karşılık öldü, gömüldü ve Kutsal Yazılar uyarınca üçüncü gün ölümden dirildi. Kifas'a sonra On ikilere göründü. Daha sonra da beş yüzden çok kardeşe aynı anda göründü... Bundan sonra Yakup'a, sonra bütün elçilere havarilere) ve. bana (Pavlus'a) da güründü. İncil’de başka örnek olarak Romalılara 1:2-6, Filipililer’e 2:6-11, l. Petrus 3:18-22 ve başka birçok pasajlar gösterilebilir. Buna göre İznik Konseyinin İsa Mesih'in öğretilerini bozup yepyeni bir inanç sistemi türettiğini ileri sürmek olanaksızdır. Konsey, sadece bütün gerçek Mesih İnanlıları’nın ta başlangıçtan beri inandıkları öğretileri düzenli ve tek yorumlu bir şekle soktu. Yalnız Yeni Ahit’i (İncil’i) Allah’ın esiniyle yazmış olan havarilerin değil, "Kilise Babaları" denilen Klement, İgnatyus, Polikarp, Ireneyus gibi havarilerin yetiştirdiği kimselerin de ayni inançlara sahip olduklarını biliyoruz; çünkü hepsinin de yazılan hala mevcuttur. Bir tek örnek verelim. İgnatyus M.S. 112 yılında Efeslilere mektubunun 7. bölümünde şunları yazmıştır: "Rabbimiz İsa Mesih yegane Hekimdir. Hem bedeni, hem de ruhu vardır. Kadından doğmuş olmakla beraber başlangıcı yoktur. İsa insan vücuduna bürünmüş Allah’tır; ölümde gerçek yaşamdır; Meryem'in Oğlu Allah'ın 0ğludur; önce sıkıntı çekmiş.sonra sıkıntıdan kurtulmuştur."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder